Gıda Sektöründe Teknolojinin Yeri

tarafından Beyza ARIKAN
0 yorum 317 görüntüleyenler

Gıda Sektöründe Teknolojinin Yeri ve Uygulamaları

Dünya nüfusunun giderek artması gıda tüketiminin de artmasına yol açıyor bunu biliyoruz. Konu günlük yaşam olunca neredeyse her işin içinde bulunan teknolojinin gıda sektöründe de yer almaması söz konusu olamazdı. Gelin gıda sektöründe teknolojinin yerine ve uygulamalarına bir de birlikte bakalım!

Yemekler pişirilirken, 3D gıdaları üretirken, istenmeyen organizma ve maddelerin tespitini gerçekleştirirken birçok cihaz kullanılıyor. Bu cihazlar ve ilerlemeler sayesinde gıdaları istediğimiz nitelikte kullanabiliyor, gıda üretimini hızlandırabiliyoruz ve en önemlisi gıda bileşenlerinin ayrıntılı analizlerini gözlemleyerek oluşabilecek risklerin önüne geçebiliyoruz.

3D Gıda Üretimi

3D yazıcılar; lazer ya da mürekkep püskürtmeli bir yazıcı mantığıyla çalışan ve “katkısal üretim” olarak tanımlanan, ürünleri dijital ortamdan üç boyutlu katı bir nesneye dönüştüren günümüzün üretim araçlarıdır. Şu an bulunduğumuz dördüncü endüstri devriminde 3D yazıcı teknolojilerinin önemli bir yeri vardır.

İlk olarak 2001 yılında “Nanotek Enstrümanları” firması tarafından özel tasarlanmış bir pasta 3D yazıcılar kullanılarak üretiminin patenti alınmıştır. 2009 yılında, Kläber, üç boyutlu yazıcılar kullanılarak “Moléculaire” adını verdiği birden fazla materyali kullanarak gıda tasarımını yapmıştır. 2008 yılında Philips Yemek Oluşturma Yazıcısı, katmanlı olarak özel tasarlanmış gıda maddeleri üretmek için gıda kartuşlarının tanıtımını yapmıştır. NASA tarafından da uzay
çalışmalarında kullanılmak üzere üç boyutlu gıda yazıcıları dizayn edilmiştir.”

Bu cihazı neden gıda üretiminde kullanıyoruz?
Gıdaların besin değerlerinin zenginleştirilmesinde olduğu gibi gıda malzemelerinin farklı büyüklükteki yapısal düzeylerinde kontrollü üretimi ile geleneksel gıda ürünlerinin görünümü ve kendine özgü yapısının iyileştirilmesine olanak sağlıyor. Bunların yanında 3D yazıcılarının; üretim sırasında özel ekipmanlara ihtiyaç duymaması, harcanan iş gücünü azaltması, ürünün kalite özelliklerine (renk, şekil, aroma vb.) etki edebilmesi ve gerektiğinde kullanacağımız ham maddelerin içeriğini kolayca ayarlayabilmesi, gıda israfını önlenmesi, zamandan tasarruf sağlaması istediğimiz özelliklerdir.

Yapay Et Üretimi

Gelecekte karşılaşacağımız muhtemel sorunlardan biri de gıda yetersizliği ve gıdaların güvenilirliği. İnsanlar için önemli bir besin kaynağı et ele alınarak çalışmalara başlanıldı. Etin içindeki demir, B12, omega-3 yağları bitkisel ürünlerden karşılanacak değerler olmadığından ötürü bizler için önemli bir yere sahip. Vegan, vejetaryen, hayvan haklarını savunucularını ve hayvanları düşündüğümüzde yapay gıda üretiminde neden et seçildiğini tahmin edebiliyoruz.

Yapay Et Üretiminde Kullanılan Teknikler

İlk olarak et alternatifleri olarak bilinen alternatif protein kaynaklarından üretilen etlerdir. Burada yaygın olarak kullanılan protein kaynakları bitkiler ve mantarlardır (mikroproteinler).
• İkincisi, canlı mikroorganizma yerine laboratuvar ortamında yetiştirilen doku ve hücrelerden türetilen kültürlenmiş et ve in-vitro ettir.
• Üçüncüsü, genetiği değiştirilmiş organizmalardır. Geleneksel et üretimiyle benzerliklerine rağmen genomları laboratuvarda yapay olarak değiştirilmiş olan hayvanlar, yapay veya insan yapımı olarak kabul edilebilir.

Sterilizasyon

Gıdalar üzerinde oluşan mikroorganizmaların gıdaların raf ömründe kısalmaya yol açtığını, insan sağlığına zarar verdiğini biliyoruz. Bu gibi istenmeyen durumları önleyebilmek için ışınlama yöntemini kullanıyoruz.

Gıda Işınlama Uygulaması
“Radyoaktif maddeler, atomlarının sürekli olarak parçalanması sırasında çevreye bazı ışınlar (örn., alfa, beta, gama, X-ışınları) yayarlar. (Atatürk Üniversitesi Vet. Bil. Derg. 2007, 2 (3) 107-116 109) Bu ışınlar çarptıkları materyalde elektrik yüklü iyonların oluşmasına neden olurlar. Bu ışınlara iyonize ışın adı verilir. İyonize ışın; iyonize olmayan görünür ışık, televizyon ve radyo dalgaları ile mikrodalgadan daha fazla enerjiye sahiptir. (Acar, 1999). Gıda ışınlama; gıdaların iyonize enerji olarak da adlandırılan iyonize ışınlarla muamele edilmesidir (WHO, 1983; A.D.A., 2000; Lacroix ve Ouattara, 2000). Gıdaların muhafazasında gama ışınları, Xışınları ve hızlandırılmış elektron ışınları kullanılmaktadır (Olson, 1998). Bunlardan endüstride en yaygın olarak kullanılanı gama ışınlarıdır (WHO, 1983; Swallow, 1991; Diehl, 1995; A.D.A., 2000; ).”

Işınlamanın gıdaların besin değeri üzerine olan etkisi ise her zamanki uyguladığımız pişirme, dondurma veya konserveleme uygulamalarından daha fazla değil. Işınlama gıdaların tatlarında önemli değişikliklere sebep olmadan koruyucu etki yapmaktadır. Ayrıca ışınlama gıdaları radyoaktif yapmaz çünkü gıdaya uygulanan radyasyon miktarı çok alt bir düzeydedir. Gıdaların sterilizasyonunun yanında paketlemede kullanılan ürünlerin, paketleme yapılan ortamın da aynı ciddiyetle hijyenik olması önemlidir.

 

Dijital Uygulamalar

Hepimizin birbirimizden farklı alışkanlıkları olduğunu biliyoruz.
Yeme alışkanlıkları da buna dahil.
Bir sürü farklı beslenme planı rutini oluşturan uygulamalarla karşılaşmışsınızdır. Belki de kullanıyorsunuz?
Bu uygulamalar sayesinde kendinize uygun diyetler, birbirinden farklı programlar içeren yeme alışkanlık rutinleri oluşturabilirsiniz. Ayrıca binlerce yemek çeşitleri bulunan veri tabanlarını kullanarak kendi tariflerinizi sosyal medyada duyurabilirsiniz.
Bir kafeye veya restorana gittiğinizde menüye karekod okutarak ulaşırsanız şaşırmayın. 😉

Daha birçok örnek verilebilir bu konu hakkında. Teknolojinin gün geçtikçe ilerlemesi, gıda sektörünü de geliştirerek bize farklı bir sürü yenilik getireceğini böylelikle gıda sektörünün hayatımızda daha da önemli yerlere geleceğini söyleyebiliriz. İnsanlık var oldukça ihtiyaçlarımız artıyor ve yeni nesillerle birlikte yeni fikirler ortaya çıkıyor. Her zaman gündemde olan, çocukluk hayalimiz olan bir soruyla sizi baş başa bırakıyorum.

“Bilim kurgu filmlerinde veya çizgi filmlerde adı geçen besin kapsüllerinin şu an tadını hissedebilerek ,dokunarak veya koklayabilerek yediğimiz yiyeceklerin yerine geçmesi mümkün mü, sizler neler düsünüyorsunuz?  

Kaynakça:

Beğeneceğinizi düşündüğümüz yazılar