SONGAR SİLAHLI DRONE SİSTEMİ

tarafından Mehmet Can Açıkgöz
0 yorum 524 görüntüleyenler

Bu haftaki yazımda sizlere silahlı drone sistemi Songar hakkında bilgiler vereceğim. Songar sistemi, Asis Elektronik ve Bilişim Sistemleri A.Ş tafarından üretilen makineli tüfek ile atış stabilizasyonuna sahip bir drone sistemidir. Ayrıca silahlı tam otonom özelliğe sahip ilk yerli drone olma özelliğini taşımaktadır. 2019 dan beri halihazırda TSK envanterinde bulunan Songar üzerinde geliştirmeler ve çalışmalar devam etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Otonom ve uzaktan kontrollü uçuş modları bulunan Songar, otonom modda mermi şarjörürünü kendisi değiştirebilir ve görevine kesinti yaşamadan devam edebilir. Bağlantı kopması gibi durumlarda ise otonom eve dönüş modu sayesinde sorun yaşamadan güvenle bölgeden ayrılabilir.

Geçtiğimiz günlerde, Ocak ayının ortalarında 4 * 4 kara araçlarına entegresi sağlanan Songar; hafif yapısı, dikey iniş-kalkış yeteneği ve gerçek zamanlı görüntü aktarımı gibi özellikleri ile gerçekten de bir kuvvet çarpanı olarak güvenlik güçlerimize çok büyük katkılar sağlamaktadır. 3 km’lik bir menzil içinde tabiri caizse kuş uçurtmayan Songar, kritik noktalara düzenlenen saldırıların önceden fark edilmesi ve çatışma anında tehdit unsurlarının tespiti ile birlikte sahip olduğu makineli tüfekle güvenlik güçlerine otonom olarak destek verebilmek gibi etkileyici özelliklere sahiptir.

 

 

Songar'a Entegre edilen Togan

Songar ilk olarak makineli tüfekli drone sistemi olarak tanıtıldı ancak yapısı itibari ile üzerine farklı mühimmatların entegresi sağlanabilmektedir. TSK envanterine eklenmeden hemen önce Tübitak Sage ile imzalanan mütabakat anlaşması ile birlikte Tübitak Sage tarafından geliştirilen Togan Havadan Bırakılan Güdümsüz/Düşük Profil Güdümlü Mühimmat Songar’a eklendi ve bu sayede Songar görevin gerektirdiği şartlara göre bu iki farklı mühimmattan birini kullanabilmektedir. Togan’ın Songar’a eklenmesiyle ilgili olarak açıklama yapan ASİSGUARD Genel Müdürü Ayhan Sunar, Songar’a yeni yetenekler kazandırma çalışmalarına devam ettiklerini ve otomatik makineli tüfekten sonra bomba atar entegre edilen Songar’ı TÜBİTAK SAGE ile yapılan iş birliğiyle geliştirmeye devam ettiklerini söyledi. (Togan entegre edilen Songar tanıtım videosu: https://www.youtube.com/watch?reload=9&v=HvgIpVCV55M

 

Songar silahlı drone sistemi genel olarak dört farklı alt sistem bileşeninden oluşmaktadır ve bunlar: Çok Rotorlu Drone Platformu, OASIS (Otomatik Atış Stabilizasyon Sistemi), DMT (Drone Üzeri Makineli Tüfek) ve YKİ (Yer Kontrol İstasyonu)’dur.

OASIS (Otomatik Atış Stabilizasyon Sistemi) makineli tüfeğin geri tepmesini sönümleme ve dikey eksende namlunun 00-45° döndürülebilmesi özelliğine sahiptir.

DMT (Drone Üzeri Makineli Tüfek)  ise 200 adet 5.56 kalibrelik 45 mm Nato sınıfı mermiye sahiptir. Bununla birlikte tüfek, tek ve seri atış modlarına sahiptir.

 

ASKERİ OPERASYONLARDA SONGAR:

  • Bilinen tehditleri ani müdahale yeteneği ile etkisiz hale getirir.
  • Kritik askeri tesisleri ve noktaları yakın hava desteği marifeti ile korur.
  • Askeri konvoy/araçların tehdit bölgesinde intikali sırasında koruma sağlar.
  • Çatışma sırasında tek er/tim seviyesinde etki menzilini arttırır.
  • TSK/İç Güvenlik operasyonlarında çok yönlü kullanım imkanı sunar.

Tüm bu yetenekleri ile askeri operasyonlarda ve koruma-gözetleme görevlerini başarıyla yerine getirebilen Songar’ın teknik özelliklerine göz atalım.

TEKNİK ÖZELLİKLER:

Operasyonel mühimmat yükü: 200 adet 5.56 kalibre 45 mm NATO mermi
Azami Kalkış Ağırlığı:45 kg
Maksimum Uçuş Yüksekliği: MSL 2800 m, AGL 400 m
Maksimum Boyutlar:

  • Genişlik: Rotordan rotora 145 cm
  • Yükseklik: 70 cm
Çift kamera sistemi:

  • Pilot kamerası (10x zoom)
  • Silah kamerası
Görev planlama ve yer kontrol istasyonu
Gerçek zamanlı video aktarımı
Gündüz ve gece (opsiyonlu) operasyon yeteneği
GPS ve GLONASS uyumlu navigasyon özelliği
Görev sonrası analiz için video ve veri kaydı

Yukarıda yer alan teknik özellikleri ile Songar Silahlı Drone Sistemi 3km’lik bir menzilde verilen görevleri otonom veya uzaktan kontrol ile başarıyla yerine getirmektedir. Sürdürülen geliştirme ve entegrasyon çalışmaları sayesinde de sistemin sahip olduğu mühimmat çeşitleri her geçen gün artmaya devam etmektedir.

 

 

 

Kaynaklar

Beğeneceğinizi düşündüğümüz yazılar