İsmi Ukrayna dilinde “hayal” anlamına gelen Antonov’un AN-225 modeli 6 devasa motora, çift dikey stabilizeye ve dünyada sadece bir adet olmasıyla eşsiz özelliklere sahip. Uçağın ilk defa havalanışının üzerinden tam 32 yıl geçti ama çoğu alanda halen alanında en iyi özellikleri taşımaya devam ediyor.
2.Dünya savaşından sonra Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında başlayan soğuk savaş ve uzay yarışı, ülkeleri farklı tarzda teknolojileri denemeye, değişik şeyleri denemeye hatta değişik türde hava araçları yapmaya mecbur kılmıştı. Amerika uzay yarışında Sovyetler’i yakalamak için çalıştığı uzay mekiği programlarında mekiği taşıyabilmek için arka kanadı değiştirilmiş bir Boing 747 kullanılıyordu. Sovyetler’in ise kendi uzay programlarında olan “Buran” uzay mekiğini taşıyabilmek için bir uçağa ihtiyaçları vardı. Bu açığı kapatabilmek için zamanın önde gelen uçak üretici firmalarından biri olan Ukrayna merkezli Antonov şirketinin An-124 modeli daha da büyütüldü ve ortaya An-225 modeli ortaya çıktı.An-124 ile An-225 arasında pek bir fark gözükmemekle beraber en belirgin fark An-225’te kullanılan çift dikey stabilizelerdir. Bunun kullanılmasının sebebi Buran uzay mekiğinin uçağın üstüne yerleştirildiğinde stabilizelere yeterli hava gitmemesidir. Bu sorunun çözümü ise çift dikey stabilize kullanılarak giderilmiştir.
(Çift stabilize kullanan An-225 iniş esnasında)
Bu şartlar altında 4 yıl gibi bir sürede üretilen An-225 1988 yılında uçuşlara başladı. Üretildikten sonra uluslararası fuarlara katılan An-225 o zamana dek üretilen en büyük uçak olarak kendini gösterdi ve oldukça ilgi gördü. Büyüklük özelliğinin yanında gelen başka özellikler vardır. İlk 1 saatlik uçuşunda 109 dünya rekorunu kırmayı başarmıştır. Sadece 1 yıl sonra bu sayı 225 olmuştur. Bu özelliklerinden fuarlarda bu uçağı gören bazı firmalar bu uçağı alıp değişik konseptte yolcu uçakları yapmak istemişlerdir çünkü An-225 eğer yolcu uçağı olarak değerlendirilirse 1500 civarında yolcu taşıyabilmektedir. Fakat o zamanlarda Sovyetler yıkılma sürecindeydi ve malum nedenlerden dolayı bu firmaların satın alma işlemleri asla gerçekleşemedi.
Sovyetlerin yıkılma sürecinde maddi yetersizlikler nedeniyse uçak hangara kaldırıldı hatta motor ve diğer işe yarar parçaları başka uçaklarda kullanılmak üzere söküldü. Bu sırada Antonov firmasının bazı kargo uçakları devletin maddi kaynak yaratmak istemesi üzerine Antonov Hava yolu adı altında sivil yolcu taşımaya başladı. Bu süreçte Antonov firmasının kargo uçakları çok beğeniliyordu ve dünyada oldukça fazla kullanılır bir hale gelmişti. Müşteriler Antonov’dan gittikçe daha ağır yükleri taşımasını istiyordu. Belli bir seviyeden sonra aktif olarak kullanılan An-124 bu yükleri taşıyamamaya başladı ve firma hangarda beklemekte olan An-225’i yeniden tamir edip kullanma kararı aldı.
(An-225 yükleme sırasında ön bölmesini açmış)
İngiliz bir firma ile ortaklaşa çabalar sonucu 1 yıl gibi bir sürede tamir edilmiş ve bu sürede tamiri için yaklaşık 20 milyon dolar para harcanmıştır. Gerekli tamir ve ruhsat işlemlerinin ardından An-225 yeniden gökyüzüyle buluştu ve halen aktif olarak kargo uçağı olarak kullanılmaktadır. Pahalı ama 250 ton civarındaki şeyleri 1 gecede transfer etmek için halen en etkili hava aracı An-225’tir. 6 adet D-18 turbofan motor ile 253.820 ton taşıma kapasitesine ulaşabilmektedir. Kendi yakıt ağırlığı ile beraber maksimum 600 ton maksimum kalkış ağırlığına sahiptir. Bu ağırlık 3 adet 747’nin kalkış ağırlığına eşittir.
Bu kadar yüksek ağırlıkları piste indirmek için tam 32 adet tekerleği vardır ve inebileceği havalimanının en az 3500 metre civarı olması gerekmektedir. Bu devasa uçak 18 metre yüksekliğe, 88.4 metre kanat açıklığına ve 84 metre uzunluğa sahiptir. Bu özellikleri ile iç hacmi o kadar büyüktür ki Boeing yetkilileri uçağı ilk gördüklerinde 737 serisi uçakların gövdelerinin An-225 ile taşınabileceğini düşünmüşlerdir. Yani kısaca uçak taşıyan bir uçak diyebiliriz. Bu kadar ağır ve devasa olmasına karşın uçağın 15 bin km gibi hayli yüksek bir menzili vardır.
An-225 Ukraynalı uçak mühendislerinin ne kadar üst seviyelerde iş yapabileceğinin bir göstergesi ve bu devasa uçak halen dünyanın en büyük uçağı ve bu gidişle bu ünvanı taşımaya devam edecek gibi görünüyor.
